Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. İbrahim ERMENEK tarafından editörlüğü yapılan ve farklı alanlarda görev yapan 13 öğretim üyesi tarafından kaleme alınan yeni bir kitap, tarım hukukunun önemini ve karmaşıklığını vurguluyor.
Tarım hukuku, sadece ulusal düzenlemelerle değil, aynı zamanda uluslararası ve yerel düzeydeki kuralların ve kurumların karmaşık bir etkileşimini içerirken, diğer hukuk alanlarıyla da iç içe geçmektedir.
Bu disiplinlerarası hukuk dalı, ticaret hukuku, borçlar hukuku, idare hukuku, iş hukuku ve milletlerarası hukuk gibi farklı hukuk alanlarıyla örtüşmektedir. Tarım hukuku, tarıma ilişkin düzenlemelerin yanı sıra teşvikler, vergi istisnaları gibi uygulamaları da içermektedir. Aynı zamanda, toprak ve su gibi doğal kaynakların kullanımına dayalı olarak hayvan ve bitki biyolojik yaşam döngüsünün korunması ve geliştirilmesine yönelik faaliyetleri de kapsar.
Kitap, tarımın sadece toprağın işlenmesi ve hayvancılıkla sınırlı olmadığını, biyolojik yaşam döngüsünü temel alarak topraksız tarım uygulamaları, balık çiftlikleri ve yarış atı yetiştiriciliği gibi faaliyetleri de içerdiğini vurgular. Bu nedenle, tarımsal faaliyetlerin hukuki çerçevesinin belirlenirken, faaliyetin kendisi kadar bu faaliyetleri gerçekleştiren işletmelerin de dikkate alınması gerektiği anlatılıyor.
Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın 38/1. maddesi, tarım ürünlerinin kapsamını oldukça genişlettiği ve tarımın, tarım ürünlerinin esas alındığı bir perspektife sahip olduğu belirtiliyor. 2023 yılında tam anlamıyla uygulanmaya başlayacak olan Avrupa Birliği’nin yeni Ortak Tarım Politikası, tarım alanlarının özel veya kamusal malların tedarikine hizmet eden her türlü faaliyeti kapsayan tarımsal faaliyeti tanımlamaktadır. Bu yaklaşım, tarımın çok işlevli bir faaliyet olduğu fikrine dayanmaktadır.
Türkiye’de, 1982 Anayasası’nda tarım hukukuyla ilgili çeşitli düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Bu düzenlemeler arasında mülkiyet hakkı, kamulaştırma, toprak mülkiyeti, tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması gibi önemli hükümler bulunmaktadır. Özellikle madde 38, 44 ve 45, devletin tarım reformuna yön veren önemli hükümler olarak öne çıkar. Ayrıca, son zamanlarda toprak koruma ve arazi kullanımı konusundaki düzenlemelerin uygulanmasından kaynaklanan sorunlar da dikkat çekmektedir.
Son yıllarda, dünya genelinde gıda krizi riskinin arttığı ve bazı gıda maddelerine erişimin zorlaştığı bir dönem yaşanmaktadır. Bu krizler, çatışmalar, iklim değişiklikleri ve ekonomik etkilerin bir sonucu olarak dünya genelinde milyonlarca insanın akut gıda güvensizliği yaşadığını göstermektedir. Gıda arzı ve talep dengesizliği, tüm ülkeleri gıda üretimini artırmak gibi bir dizi önlem almaya zorlamaktadır.
COVID-19 pandemisi, dünya genelinde açlık ve kötü beslenme riskini artırmıştır. Açlıkla karşı karşıya olan kişilerin sayısı ve yeterli gıdaya erişemeyenlerin sayısı önemli ölçüde artmıştır. Pandemi ve silahlı çatışmaların yaygınlaşması, küresel açlık sorununu derinleştirmekte ve açlıkla mücadele hedefini daha da zorlaştırmaktadır.
Bu gelişmeler ve tespitler, tüm ülkelerin gıda güvenliği sorunuyla karşı karşıya kalabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, tarım hukukunun uluslararası boyutu ve gıda üretiminin uluslararası düzeyde etkin bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşımaktadır.
Prof. Dr. İbrahim ERMENEK tarafından editörlüğü yapılan ve farklı alanlarda görev yapan 13 öğretim üyesi tarafından kaleme alınan bu kitap; tarım hukukunu kapsamlı bir şekilde ele almakta ve bu alandaki önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Tarım hukukunun uluslararası boyutu ve gıda üretiminin yönetimi gibi konulara derinlemesine bir bakış sunmaktadır. Bu eser, tarım hukukuyla ilgilenen herkes için değerli bir kaynak olacaktır.