Diyarbakır’da havaların ısınmaya başladığı nisan ve mayıs aylarında küçükbaş hayvanlarını 1957 rakımlı Karacadağ eteklerindeki yaylalara çıkaran besicilerin sonbaharda da mesaisi sürüyor.
Çınar ve Bağlar ilçelerinde geçimlerini hayvancılıkla sağlayan vatandaşlar, kışın ahır ve ağıllarda besledikleri küçükbaş hayvanlarıyla ilkbaharda Karacadağ’ın eteklerindeki yaylalara çıkıyor.
Yılın yarısını Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa sınırında yer alan sönmüş yanardağ Karacadağ’ın eteklerindeki yaylalarda geçiren besicilerin mesaisi yılın bu döneminde de devam ediyor.
Yaylada kurdukları çadırlarda kalan besiciler, verimli otlaklara sahip alanda hayvanlarını otlatıyor, elde ettikleri sütle hazırladıkları yoğurt, tereyağı ve peyniri satarak geçimlerini sağlıyor.
“Tek geçim kaynağımız hayvancılık”
Yaylada 50 yılı aşkın süredir besicilik yapan Kamil Yavuzer (71), AA muhabirine, her yıl nisan veya mayıs ayında yaylaya çıktıklarını söyledi.
Geçimlerini hayvancılıkla sağladıkları için bu işin her türlü zorluğuna katlandıklarını ifade eden Yavuzer, “Mevsim şartlarına göre aylarca burada kalıyoruz. Hayvanları otlatıyoruz, koyunları sağıyoruz, peynir yapıyoruz ve satıyoruz. Hayvanlardan başka bir şeyimiz yok. Bağımız, tarlamız, bahçemiz yok. Tek geçim kaynağımız hayvancılık.” dedi.
Yaylada 3 binden fazla küçükbaş hayvan olduğunu anlatan Yavuzer, bölgeye besicilikle uğraşan çok sayıda ailenin geldiğini belirtti. 400 civarında koyunları olduğunu dile getiren Yavuzer, su sıkıntısı yaşanan bölgeye Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince tankerle su getirildiğini kaydetti.
Yavuzer, “Bu bölge çok iyi. Hayvanlarımızı burada besliyoruz. Havalar soğumaya başlayınca ekim, kasım ayında da tekrar yaya olarak hayvanları köye geri götürüyoruz. Orada ahırlara koyuyoruz. Burada ot bol, hava serin ve çok güzel.” diye konuştu.
“Bu işi yapıyorsan hayvanların peşinden koşman lazım”
Rıfat Yavuzer ise hayatlarının hayvanlarla ilgilenmekle geçtiğini söyledi.
Diyarbakır’dan her yıl nisan, mayıs ayı gibi Karacadağ eteklerindeki yaylalara hayvanlarıyla geldiklerini, eşyalarını ise araçlarla yaylaya taşıdıklarını ifade eden Yavuzer, “Burası serin, merası var, toprağı yumuşak ve verimli. Elde ettiğimiz sütle peynir ve yağ yapıyoruz. Bu işi yapıyorsan hayvanların peşinden koşman lazım, yoksa gelir elde edemezsin. Hep hayvanların peşinden koşuyoruz. Dedemiz, babamız bu işi yaptı, şimdi de biz yapıyoruz. Hayatımız böyle devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sayesinde yaylada susuz kalmadıklarını anlatan Yavuzer, bu bölgenin hayvancılık için elverişli olduğunu söyledi.
Yavuzer, ekim, kasım ayı gibi hayvanlarla yeniden dönüş yolculuğuna başlayacaklarını belirtti.