Yozgat’ın Yerköy Ziraat Odası Başkanı Cahit Metin, Yozgat’ın tarım ve hayvancılık açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, bölgede daha fazla tarımsal ve hayvansal üretim yapılabilmesi için girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini söyledi.
Metin yaptığı açıklamada, “Ülkemizde tahıl ambarı olarak bilinen iller arasında Yozgat ilk 5’in içerisinde yer almaktadır. Şuan bölgemizde çiftçimizin yüzde 90’nı ekimini tamamladı diyebiliriz. Kalan yüzde 10’luk kısım ise pancar hasadını tamamladıktan sonra ekimini yapacaktır. Hayvancılık açısından da kırsalda özellikle büyükbaş hayvancılık yapan çiftçilerimiz haklı olarak girdi maliyetlerinden yakınmaktadırlar” dedi.
Tarım ve Hayvancılık Bir Bütündür
Tarım ve hayvancılığın bir bütün olduğunu vurgulayan Başkan Metin, “Bu ikisi ayrılmaz bir bütündür. Bir yerde tarım yapılamıyorsa, hayvancılığında yapılması mümkün değildir. O yüzden tarımda hayvancılığa, hayvancılıkta tarıma dayalıdır. İlimiz coğrafi konumu itibariyle Tarım ve hayvancılığa oldukça elverişlidir. Fakat üyelerimizin odamıza geldiğinde sürekli şikayetlerinin başında girdi maliyetlerinin yüksek olması geliyor. Köylülerimiz ve üreticilerimiz mazot, gübre ve yem girdi maliyetlerinden serzenişte bulunuyor. Bir yemin torbasında her ay yaşanan artış özellikle besicilerimizi zor durumda bırakıyor. Buna işçilik maliyeti eklenmiyor. Çünkü çiftçilerimiz kendi işini kendisi gördüğü için maliyette bu hesaplanmıyor işçiliği de üzerine koyduğumuz zaman çiftçi ve üreticilerimiz kar elde etme şansları zor oluyor. Bu durum sadece ilçemizde ya da bölgemizde değil, ülkemizin genelinde böyle bir durum söz konusu. Bizler oda başkanları olarak gerek devlet büyüklerimize gerekse yetkililerimize bu durumu anlatıyor ve biran önce çözüm üretmelerini istiyoruz. Aksi takdirde böyle giderse tarımda ve hayvancılıkta Yozgat’ımız da üretim durma noktasına gelebilir” diye konuştu.
Girdi Maliyetlerinin Yüksek Olması Üretime Engel Oluyor
Çamdibi Köyü Muhtarı ve aynı zamanda Yerköy Mahalle ve Köy Muhtarları Dernek Başkanı Aydın Savaş, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağladığını girdi maliyetlerinin yüksek olduğunu dile getirip, “Köyümüzde yılardır çiftçilikle geçimimizi sağlıyoruz. Bizler dededen, babadan kalma çiftçilik mesleğini sürdürüyoruz. Bu bizim ata mesleğimiz. Tarım ve hayvancılık mesleği dışarıdan kolay gibi gözükse de içine girmeden kimse bizim zorluğumuzu bilemez. 100 adet büyükbaş hayvanım var. Bunların bakımı öyle görüldüğü gibi kolay değil. Tıpkı bir çocuk gibi bakımını yapıyoruz. Sabah ezanıyla birlikte ağıra giriyor ve gün boyu bu hayvanlara bakıyoruz. Yemi, samanı, suyu ve bakımı hepsi özel bir ilgi istiyor. Hastalan olunca şehre gidip veteriner getiriyoruz. İlaçtı bakımıydı ayrı bir masraf oluşturuyor. Birde buna her ay gelen yem artışları bizi daha da zor durumda bırakıyor. Bundan bir buçuk ay öncesine kadar 80 TL olan normal bir besi yemi fiyatı şuan 110TL ile 120TL arasında buna hangi üretici dayanabilir. Köyde çiftçilerimizin bir kısmı belki hayvanının saman ihtiyacını kendi tarlasından temin edebiliyor. Çoğu da samanı dahi parayla satın almak zorunda kalıyor. Birde buna yem konusu girince besiciler ve üreticiler zor durumda kalıyor. Bizim devlet yetkililerimizden isteğimiz sesimize kulak vermeleridir. İlimiz ve ülkemizin kalkınması için tarım ve hayvancığın ayakta kalması daha fazla üretim yapması gerekir. Birkaç yıl daha böyle giderse bırakın köyleri şehirlerdeki büyük çiftliklerde bile üretim yapılamaz duruma gelinebilir. O yüzden tarım ve hayvancılığa gereken önemin ve değerin verilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.