Son zamanlarda besin alerjilerinde bir artış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şekerel, bunun sadece Türkiye’ye özgü olmadığını, gelişmiş Avrupa ülkelerinde de benzer bir durumun gözlendiğini söylüyor. Prof. Dr. Şekerel, bu artışın nedenlerini şöyle açıklıyor: “Batı tipi yaşam tarzı, sezaryen doğumlar, doğal yaşamdan kopmak, sigara, çok antibiyotik kullanmak ve aşırı hijyenik bir yaşam gibi farklı etkenler var. Ancak bunların hiçbirinin tek başına bundan sorumlu olmadığını biliyoruz. Bunların ortaklaşa bir etki mekanizması üzerinde bu artıştan sorumlu olabileceklerini düşünüyoruz.” Besin alerjilerinin özellikle bebeklerde çok daha fazla görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Şekerel, şunları söylüyor:
Besin alerjisinin, bebeklik çağında yaklaşık yüzde 6 ila 8 oranında görüldüğünü biliyoruz. İlkokul çağına geldiğimiz zaman bu oran yüzde 1’lere kadar düşüyor. Yetişkinlerde ise yüzde 0,5 ile 1 arasında değişiyor. Bunun en önemli nedeni ise çocukluk çağındaki besin alerjisinin önemli kısmının zamanla gerileyip kaybolması.
Süt, yumurta, kuruyemiş ve susama dikkat
Besin alerjisi konusunda en fazla merak edilen konu ise en fazla hangi yiyeceklerin veya içeceklerin buna sebep olduğu…
Prof. Dr. Şekerel, bu konuda özellikle 4 besine dikkat çekerek, “Süt, yumurta, kuruyemiş ve susam dörtlüsü Türkiye’nin en büyük sorunu” şeklinde konuşuyor. Kuruyemiş denilince pek çok ürün devreye giriyor. Peki, bunların en fazla hangileri alerjiye sebep oluyor? Sorunun cevabını Prof. Dr. Şekerel’den öğreniyoruz:
“ABD veya Avrupa dergilerini okuduğumuz zaman onlarda yer fıstığı alerjisini görüyoruz. Bizde ise fındık, Antep fıstığı, kaju ve ceviz alerjisi ön planda. Çünkü biz yer fıstığı tüketen bir toplum değiliz. İnsanlar neyi yerse ona karşı alerji geliştirirler.”
Bunların dışında her türlü gıda da alerjiye sebep olabiliyor. Örneğin egzotik meyveler, kabak çekirdeği, balık ve kabuklu deniz ürünleri gibi…
ALERJİ EN FAZLA CİLT ÜZERİNDE BELİRTİ VERİYOR
Peki besin alerjisi nasıl bir belirti veriyor? Ebeveynler çocuklarının alerjik bir reaksiyonla karşı karşıya olduğunu anlayabilir mi? Prof. Dr. Şekerel, en fazla deri bulgularının görüldüğünün altını çizerek şöyle devam ediyor:
“Bir
gıda yendiğinde kızarıklık, kaşıntı, kabarıklık,
egzama gibi belirtiler verebilir. Bunların dışında bulantı, kusma,
ishal yapabilir. Öksürük, hırıltı ve nefes darlığı yapabilir. Hatta
tansiyon düşmesi, bayılma, fenalık hissi gibi durumlar oluşturabilir. Bütün bunların hepsi birlikte oluştuğunda ise anafilaksi dediğimiz hayatı
tehdit eden bir reaksiyon meydana gelebiliyor. Ancak sadece izole bağırsak ya da deri belirtisi veren alerjiler de olabiliyor.”
“Ailenin kendi kendine teşhis koymasını istemiyoruz”
Çocuğunda herhangi bir besine karşı
alerji olduğunu düşünen ailelerin hemen bu konuda bir uzmana giderek gerekli tetkikleri yaptırması şart. “Ailenin kendi kendine teşhis koyup tavır almasını istemiyoruz” diyen Prof. Dr. Şekerel, bunun nelere yol açabileceğini şöyle açıklıyor: “Çünkü beslenmenin en önemli olduğu dönem
çocukluk ve bebeklik çağıdır. O yüzden bebeklerin ve çocukların gıdalarını, ebeveynlerinin
karar vererek kesmesini istemiyoruz. Böyle bir şüphe durumunda hekime başvursunlar. Gerekli testleri yaptırsınlar.”
Alerji tespit edilen besin, hekim tarafından hemen kesiliyor.
Prof. Dr. Şekerel, “Besin alerjisinde azalttık lafının bir anlamı yoktur. Ya keseriz ya da devam ettiririz. Biz azaltsın, az tüketsin gibi bir ifade kullanmayız. Çünkü eğer bir besin
alerji yapıyorsa az yediğinde de çok yediğinde de
alerji yapar” ifadesini kullanıyor.
Alerji yapan gıdaya göre farklı yaklaşım
Tedavi sürecinde çoğunlukla alerjiye sebep olan besinin yenmemesi yoluna gidiliyor. Ancak bu bütün besin alerjileri için geçerli değil.
“Bazen bilerek artıra artıra yedirerek vücudun tolerans geliştirmesini tetiklemeye çalışıyoruz” diyen Prof. Dr. Şekerel, her besin alerjisi için farklı yaklaşımları olduğunu vurguluyor:
Biz çocuklarda beslenmenin çok önemli olduğunu bildiğimiz için özellikle
süt,
yumurta,
buğday gibi temel gıdaları keserken çok iyi
karar vermemiz gerekiyor. Bazı
grup alerjiler var. Gerçekten çok şiddetli reaksiyon oluşturuyorlar. Çocuklara da böyle bir karşılaşma durumunda adrenalin oto enjektör dediğimiz bir uygulama var. Acil durumlarda ebeveynlerin çocuklarına bu ilacı uygulamalarını ve bir an önce
sağlık kurumuna ulaştırmalarını istiyoruz.
ÇOCUKLAR 3-6 AYLIK PERİYOTLARLA KONTROL EDİLİYOR
Besin alerjisine sahip
çocuklar, hekimler tarafından 3 ya da 6 aylık aralıklarla
takip ediliyor. Böylece söz konusu alerjinin geçip geçmediğine ve ilerleyen süreçlerde nasıl bir yol izleneceğine
karar veriliyor.