Türkiye’nin süs bitkileri ihracatında geçen yıl 113 milyon doları aşan sektör, Avrupa Birliği’nin (AB) uyguladığı yaptırımlar nedeniyle talebin arttığı Rusya pazarında büyümeye devam ediyor.
Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Dündar, süs bitkileri üretiminde geçen yıl bir önceki yıla kıyasla artış olduğunu söyledi.
Rusya`nın süs bitkileri ihtiyacını savaşın ilk aylarında Türkiye`den Gürcistan üzerinden, AB`den de Polonya üzerinden karşıladığını belirten Dündar, şöyle devam etti: “Artan talep üzerine Türkiye süs bitkileri sektörü için önemli bir pazar ortaya çıktı. Aslında AB`nin en büyük müşterilerinden biri Rusya`ydı. Rusya o boşluğu kapatmak için alternatif tedarikçiler aramaya başladı. Türkiye`nin buna cevap verecek kapasitesi maalesef yeterli değil ama bu bir fırsata çevrilebilir. Birdenbire böyle çok büyük bir talep patlaması olunca üretim zaman alıyor. Bazı bitkiler 6, bazıları 3, bazıları 7-10 senede yetişiyor. Bunların hepsi süs bitkisi sonuçta. Kesme çiçekler, mevsimlik çiçekler ve ağaçlardan talepleri var.”
“Rusya`nın alım hacmi yaklaşık 600 milyon dolar”
Dündar, “Rusya`nın çiçek alımında büyük bir boşluk oluştu, bunu karşılamak için Türkiye`ye yöneldiler. Ülkemizden satışlar hızlandı. Dış mekan, canlı bitkiler ve kesme çiçekte ciddi bir süreç yaşanıyor. Asıl önemlisi bundan sonra yaklaşık 600 milyon dolar olan Rusya alım hacminin Türkiye`den karşılanmasını sağlamak için bu sektörün, üretimin desteklenmesi gerekiyor. Üretim miktarlarını artırmamız gerekiyor.” diye konuştu.
İhracat fazlası veren bir sektör olduklarına dikkati çeken Dündar, şunları kaydetti: “Üretim hacmine gelince Türkiye`de yaklaşık 1 milyar dolarlık bir pazara sahibiz. Doğrudan 100 bin, dolaylı olarak 500 bine yakın istihdamı üstlenen bir sektörüz. Sektörün önü açık, geleceği açık. Bu yakın coğrafyamızdaki ihracat dışında özellikle AB ülkelerine yapmış olduğumuz ihracatımız var ki bu, ihracat genelinin yüzde 60-70`ini buluyor. Avrupa`ya mal satmış olması, bu sektörün tarım içinde rüştünü ispatlaması çok kayda değer bir durumdur.”