Dünyada sadece Güney Amerika, Honduras ve Muğla’da yetişen, Mısır uygarlığında başta firavunlar olmak üzere mumyalama malzemesi olarak kullanılan, buzul çağından günümüze kadar ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılan ‘sığla yağı’ üretimi 6 yıl aradan sonra tekrar başladı.
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarılan ve Köyceğiz Orman İşletme Müdürlüğü Beyobası İşletme Şefliği denetiminde üretimi başlayan sığla yağının 100 gramı 500 TL’den alıcı buluyor. Sığla yağının en büyük müşterisi kozmetik sanayinin dünyadaki en önemli merkezi Fransa. Fransa’da üretilen dünyanın en pahalı parfümlerin önemli bir ham maddesi olan sığla yağı, ülkemizde mide ülseri başta olmak üzere güneş yanıklarının tedavisinde kullanılıyor.
TÜRKİYE’DE TEK ÜRETİM MERKEZİ
2017 yılından bu yana üretimi yapılmayan sığla yağının üretimi için Köyceğiz ilçesindeki binlerce dönüm alanda yer alan sığla ağaçlarından yıllardır devam eden geleneksel yöntemlerle üretilen sığla yağının üretimi, uzman ekiplerce yapılıyor. Uzun ve zahmetli bir üretimi olan sığla yağının Türkiye’de tek üretim merkezi olan Köyceğiz’deki Orman Bölge Müdürlüğü tesisinde Beyobası Orman İşletme Şefi ve orman muhafaza memurlarının onay verdiği ağaçlardan üretim gerçekleştiriliyor.
2023 YILINDA 1 TON ÜRETİM HEDEFLENİYOR
Türkiye’de sadece Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Kavakarası Mahallesi’nde gerçekleştirilen sığla yağı üretiminde bu yıl hedef 1 ton sığla yağı ve 3 ton sığla buhuru üretimi hedefleniyor. Sığla buhuru genellikle mevlid başta olmak üzere kırsal kesimlerde evlerin odalarında hoş koku vermesi için yağı çıkarılan ağaç kabuklarının yakılması ile elde ediliyor.
SIĞLA YAĞI ELDE ETMENİN AŞAMALARI
Sığla yağı üretimini yapan işçilerden Oktay Aydemir, “İlk aşamada ağacın kabuğunu alıyoruz. 15-20 gün sonra ağacın ikinci defa kabuğunu alıyoruz. Yani ikinci ayama dediğimiz ağacın kemiği ortaya çıkıyor. 15-20 gün sonra bu defa ağaç kendini onarmaya başlıyor. Onardıkça da yağ vermeye başlıyor. Biz bir daha alıyoruz. Bir daha alınca yağ akmaya başlıyor. Bu aşamalar hemen olmuyor. Bir hafta veya 10 gün aralıkla oluyor. Kabukla birlikte aldığımız yağları Orman İşletmede sıkıyoruz. Yani kaynamış suyun içinde 10 dakika bekletip ondan sonra preste sıkıyoruz. Sıkılan yağ su ile beraber gidiyor ve yağ kazanlarda birikiyor. Kazanlarda yağın ağırlığı çok olduğu için yağ alta iniyor, su üstte kalıyor. Yağ ihalesini alan arkadaşlar yağı teslim alıyor” dedi.
SIĞLA AĞACI VE YAĞI
Buzul çağından bu yana neslini devam ettiren bir ağaç. Başta mide ülseri olmak üzere ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılan Sığla yağı, aynı zamanda güneş yanıklarına karşı da etkili bir ürün olarak biliniyor. Mısır uygarlığında önemli bir yeri olan sığla yağı, başta firavunlar olmak üzere mumyalama için vücudun iç ve dış bölümüne sürülüyor. Vücudu tamamen kapatması sonrası vücudun hava almasını önleyerek yıllarca saklanmasında kullanıldı.
Mumyalama dışında, sığla yağı Mısır Kraliçesi Kleopatra’da ve Roma hamamlarında hamamdan sonra kadınların vücuduna sürmek suretiyle bir aşk iksiri ve güzellik aracı, Hipokrat’ta ilaç olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Kanuni Sultan Süleyman Marmaris-Fethiye arasındaki bölgeyi kardeşi Mihrişah Sultan’a vermiş, Mihrişah Sultan da kendisine verilen bu yeri, eşi Mısır Hidivi Ali Paşa ile birlikte vakıf olarak işletmiş ve bu alandaki sığla ağaçlarından elde edilen yağı Mısır’a ihraç etmiştir.
Evliya Çelebi de Seyahat notlarında Menteşe toprağında kavak gibi küçük bir ağaçtan sığla yağı elde edildiğine ve bu yağın Mısır’a, oradan Hindistan’a gönderildiğini, cüzzam hastaları tarafından kullanıldığına dair bilgilere yer vermiştir.