Bilecik Çukurören köyünün sakinleri, 150 yıldır ürettikleri acı kırmızıbiberi balkonlarında kurutup İstanbul başta olmak üzere birçok kente gönderiyor.
Bilecik Çukurören köyüne girildiği zaman neredeyse her evin özellikle balkonu ile çatısı, bacası, duvar ve bahçelerinde kurutulmak üzere asılı kırmızıbiberler göze çarpıyor.
Kış aylarında çatılardan sarkan buz saçaklarını andıran biberlerin oluşturduğu görüntüler dolayısıyla şirin köy, son yıllarda fotoğraf tutkunlarının da uğrak mekanı haline geldi.
300 dekarda üretim yapılıyor
Bilecik Ziraat Odası Başkanı ve Çukurören Muhtarı Ahmet Sevinen, biberin 150 yıldır aynı tohumla, genetiği değiştirilmeden üretildiğini söyledi.
Kırmızıbiberlerini “doğal ilaç” olarak nitelendirdiklerini belirten Sevinen, şöyle konuştu:
“İlk yediğinizde ağzınızda acı hissedersiniz ama ondan sonra hissetmezsiniz. 300 dekarda üretim yapıyoruz. Geçen yıllarda daha yoğun üretim vardı ancak zaman içinde geriledi. Bu yıl 200 ton kırmızıbiber ürettik. Kuruttuktan sonra elimizde bir kısmı ipe dizili şekilde ve bir bölümü de pul biber olarak 50 ton kaldı. En çok İstanbul ve Ege Bölgesi’ne veriyoruz. Ülkenin 60 iline bu biberi satıyoruz. Köyümüz 100 hane ve önemli bölümü bu işle uğraşıyor. 150 yıldır bu biberden ekmek yiyoruz.”
“Bizler de bu işin son temsilcileriyiz”
Köyde çocukluk yıllarından bu yana biber yetiştiren 59 yaşındaki Halil İbrahim Coşkun, “Babadan, dededen aynı mesleği devam ettiriyoruz. Biberimizi vatandaşın tercih etmesinin sebebi tohumu değiştirmedik. Aynı tohumu ekip dikiyoruz, lezzetini ve kıvamını çok beğeniyorlar” dedi.
Coşkun, balkonlara biber astıklarını ve kuruttuklarını belirtti.
“Üretim biraz azalıyor. Bizler de bu işin son temsilcileriyiz. Gençler köylerde durmuyor. Biberimiz ölmesin istiyoruz. Çok acı değil, normal yenilebilir tadı var. Genellikle İstanbul’da ticari çalışan kuru fasulyeciler, Ege Trakya ve Ege Bölgesinde ızgaracılar çok alıyor. Başka yerlerde de deniyorlar ama yine gelip lezzeti dolayısıyla bizden satın alıyorlar.”
Kaynak: AA